istediğin herşey bu adreste!!!
www.hg6-a.tr.gg  
  İletişim
  Ana Sayfa
  simli resimler
  Editörden(ilginç bilgiler)
  kültür-sanat
  harita
  haberler
  ünlü şairlerden şiirler
  FORUM
  GALERİ
  kısa yemek tarifleri
  burçların özellikleri
  msn şekilli nickleri
haberler

 


 
Çocuğunuz idrar kaçırıyorsa...
  Tarih: Mon 05 Jan 2009 (207 okuma)
Çocuklarda gündüz veya gece idrar kaçırma sorununun altında ciddi böbrek yetmezliği, hormonal bozukluklar, idrar yolu iltihapları, sinir hastalıkları, şeker, yüksek tansiyon veya mesane çalışması bozukluğu gibi hastalıklar olabilir.
İdrar kaçırma sorununun her 5 çocuktan birinde görüldüğünü belirten Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sema Akman, çocukta böyle bir sorun varsa mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyledi.
Ailelerin idrar kaçırma sorununa ciddiyetle yaklaşmadığını ve geçici bir sorun olduğunu düşündüğünü söyleyen Doç. Dr. Akman, “5 yaşını tamamlamış bir çocuk ayda iki kereden fazla geceleri yatağını ıslatıyorsa, 3 yaşını geçmiş çocuk sadece gece değil gündüz de iç çamaşırına idrar kaçırıyorsa bu mutlaka hekim tarafından değerlendirilmeli” dedi.

GENETİK DE OLABİLİR
İdrar kaçırmanın genetik etkileri olduğuna da değinen Akman, bir çocuğun hem anne hem de babasında çocukluklarında idrar kaçırma sorunu olması halinde çocuklarında da yüzde 77 oranında gece aynı sorunun yaşandığını kaydetti. Doç. Dr. Akman, idrar kaçırma sorununun başka hastalıklardan kaynaklanabileceğini, ailelerin de bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Pek çok aile çocuklarındaki idrar kaçırma sorununu çözmek için komşularının kullandığı ilaçları kullanma yoluna gidiyor. Böyle bir davranış feci sonuçlar doğurabiliyor. Bundan 2 yıl önce idrar kaçırma sorunu olan 10 ve 12 yaşlarında iki çocuğun tedavisini üstlendik. İdrar kaçırma sorunu olmasına rağmen bu yaşlarına kadar aileleri doktora söylememiş. Anneleri ‘Ben de küçükken kaçırıyordum sonra geçti’ dedi. Bunun böbrek yetmezliğinden kaynaklandığını tespit ettik. Ne yazık ki bu iki kardeş şu anda diyalize giriyor. Aile erken davranmış ve zamanında hekime müracaat etmiş olsaydı belki de diyalize girmelerine gerek kalmadan böbrek sorunları çözülmüş olacaktı. Erken tanı ve uygun tedavi ile çok daha ciddi sorunların ortaya çıkması engellenebilir. İdrar kaçıran çocuklar ve aileleri doktora gitmekten utanmasın, mahcup olmasın. Bu bir bulgudur. Burnu akıyor, öksürüyor diye insanlar nasıl mahcup olmuyorsa idrar kaçırdığı için de olmamalı.”

HORMON EKSİKLİĞİ
Doç. Dr. Sema Akman, sadece gece idrar kaçıran çocuklarda ADH adı verilen bir hormonun eksikliğinin söz konusu olabildiğini söyledi. Geceleri artması gereken bu hormonun bu çocuklarda genetik nedenlerle artış gösteremediğini kaydeden Akman, hormon eksikliği nedeniyle bu çocukların idrar miktarının çok arttığını ve mesane kapasitesine göre idrar kaçırma meydana geldiğini bildirdi.

Gece idrar kaçırma sorununun bu hormonun yerine konulmasıyla tedavi edilebildiğini belirten Akman, gündüz iç çamaşırına idrar kaçırma şeklinde görülen rahatsızlıkta ise bu hormonun işe yaramayacağına değindi. Sema Akman, şunları kaydetti:
“Bu yüzden komşudan alınan ilaç ters sonuç verebilir. İdrar kaçırmanın nedenleri farklı olabilir. Altta yatan nedeni aramak bizim işimiz. Çocukta gündüz veya gece idrar kaçırma sorunu varsa altta yatan hastalık böbrek yetmezliği, hormonal bozukluklar, idrar yolu iltihapları, sinir hastalıkları, şeker, yüksek tansiyon, mesane çalışması bozukluğu olabilir. Bunu anlamak için de mesaneyi tanıyacak özel testler yapmamız gerekir.”

Sema Akman, idrar kaçıran çocukların olaydan psikolojik olarak da etkilendiğini, depresyona girdiğini ve bunun sonucunda çocukta kişilik bozuklukları oluştuğunu kaydetti. Doç. Dr. Akman, idrar kaçıran çocukların kendilerini suçlama yoluna gittiğini, psikolojik sorun yaşanmaması için ailelerin hekime zamanında gitmesi gerektiğini söyledi.

PSİKOLOJİK İDRAR KAÇIRMA
Akman, idrar kaçırmanın pek çok nedeni olduğunu, ancak halk arasında yaygın bilindiği şekliyle psikolojik nedenlerle idrar kaçırmanın her 100 çocuktan ancak 2’sinde görüldüğünü bildirdi. Deprem, ebeveyn kaybı, boşanma, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi gibi olayların ardından bazı çocuklarda gece idrar kaçırmanın görülebildiğine işaret eden Akman, ebeveynlere bu dönemi iyi gözlemlemelerini önerdi. Bu tür travmaların ardından idrar kaçırmanın bir ayı geçmemesi gerektiğini ifade eden Akman, “Psikolojik travmayla görülen idrar kaçırmanın tipik özelliği kısa olmasıdır. Uzuyorsa başka nedenlere bağlıdır. Genel olarak bir ayı geçmemesini bekleriz” dedi.

Doç. Dr. Sema Akman, idrar kaçırmanın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, altta yatan nedenler tespit edilerek buna göre tedavi uygulandığını belirtti. Ayrıca, üroterapi adı verilen mesane eğitimi de verildiğini kaydeden Akman, iç çamaşırına yerleştirilen alarm sistemiyle çocuğun idrar kaçırmaya başladığı anda uyandırıldığını, bu şekilde çocukta şartlanma refleksi oluşturduklarını ifade etti.




Spor: Spor ve çocuk  
Yazar: Admin
Published: 2006/12/9
544 Defa Okundu
4.24 KB Boyutlarında
 
 
Sporun insan yaşamındaki önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bilgisayarın ve televizyonun yaşantımıza girmesi ile ne yazık ki en değerli varlıklarımız olan çocuklar spordan uzak, hareketsiz bir yaşam tarzını benimseme eğilimindedirler. Sporun önemini ve gerekliliğini çocuklarımıza aşılayabilirsek onlara daha sağlıklı bir geleceğin de kapılarını aralamış oluruz.

Spor büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanında psikolojik, sosyal yönden gelişimine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisininin gelişimine katkıda bulunurken takım sporları paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrendiğinden okul başarısı da bereaberinde gelir.

Düzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolünü sağlanır. Spor ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenebilir.

Spora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmelidir. Çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilir.

Hangi yaşa hangi egzersiz

Erken çocukluk döneminde ki bu dönem 5 ile 7 yaş arasındaki çocukları kapsar düzenli egzersizden çok koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktiviteler tercih edilmelidir. Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklör aktiviteleri desteklenmeli. Bu yaş grubunda çocuk daha çok bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktiviteleri desteklenmelidir.

Orta çocukluk döneminde yani 8-9 yaş civarında yukarıdaki aktivitelere ek olarak bisiklet, takım sporları, temel spor hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklör aktivitelerine başlanabilir. Bu yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. Takımca mücadele, liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önemlidir. Her çocuğa liderlik şansı verilmelidir.

On yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmeli. Kişisel ve takım sporlarında yarışma tarzı organizasyonlara başlanabilir.

Spesifik spor dallarına ait çalışmalar için uygun yaşlar ise; cimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş, güreş için12 yaş,bisiklet için 14 yaş, halter için 15-16 yaş, boks için ise 17 yaşdır.

Ailelere düşen görevler

Spor yaparak çocuğunuza örnek olun.

Okulda veya dışarıda faaliyetlere ailece katılın.

Çocuğunuzu cesaretlendirin, yönlendirin olun ama baskıcı olmayın.

Yapıcı eleştirilerle çocuğunuzu destekleyin.

Çocuğunuzun fiziksel yetenekleri ve kapasitesinin ötesinde hedefler belirlemeniz spordan uzaklaşmasına sebep olabilir.

Çocukların anatomik, fizyolojik ve psikolojik yönden gelişimleri devam ettiğinden egzersiz programları oluştururken dikkat edilmelidir. Çocuğun güvenliği her zaman birinci derecede önemlidir. Çocuklarda aşırı kullanmaya bağlı yaralanma, aşırı egzersize veya travmaya bağlı büyüme plağının yaralanma riski yüksektir. Yeni aktivitelere çocuğun toleransının ve becerisinin artması için düşük yoğunluk ile başlanmalı ve yoğunluk kademeli şekilde arttırılmalıdır. Çocuklarda termoregülatuvar sistem dediğimiz vucut ısısının ortama göre ayarlanma sistemi tam olarak gelişmediğinden çok sıcak ve soğuk ortamlarda spor yaparken vucudun uyumunda güçlükler yaşanabilir. Bundan dolayı ortama uygun kıyafet ve yeterli sıvı alımı çok önemlidir.

Çocuklarımız yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller anne ve babalarıdır. Eğer biz sağlıklı, spor ile içiçe bir yaşam tarzını ailece benimseyebilirsek ve bunu ailece yapılan bir sosyal etkinlik haline getirebilirsek çocuklarımız da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktaracaktır.

Dr. Yaprak Demir ekler@aksam.com.tr



VAKİT,NAKİTTİR...  
  Arkadaşlar size bir tavsiye vereyim!:

www.senvesanat.tr.gg adresinden (resim dosyası oluşturanların işine yarayabilir) ünlü türk ressamlarından bazı kişilerin hayatları ve bazılarının eserlerinin adları yazmaktadır. bu sitede bir 6-a uygulamasıdır;girerseniz sevinirim...
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol